Dün, ünlü Amerikalı aktör Jim Carrey, ilk NFT’sine sahip olduğunu resmen duyurdu. Jim Carrey NFT sektöründe yeni sayılmakta. Daha önce dijital dünyada hiç bulunmamıştı. NFT dünyasına yatırım yapan dünya yıldızlarının sayısı her geçen gün artış göstermekte. Yakın zamanda NFT sektörüne giriş yapan onlarca yıldız var. Kimi dünya yıldızı kendi koleksiyonunu çıkartırken kimisi de NFT koleksiyonları alarak dijital dünyaya giriş yaptı. Nisan ayında Jim Carrey, NFT’lerde ve NFT alanında bir kariyer keşfetmek için Hollywood’dan emekli olacağını ima etti.
Jim Carrey ilk NFT’sinin duyurusunu şöyle yaptı.
Jim Carrey ilk kez bir NFT satın aldı
Carrey, NFT dünyasından SuperRare’de satışa sunulmakta olan “Devotion” isimli dijital bir çalışmasını aldı. NFT, The Wild Within koleksiyonundandır ve 25 Mayıs’ta 20 ETH’ye (39.535 $) satılmıştır. NFT sektöründe hacim düşüşü herkes tarafından fark edilmekte. Fakat bu sektöre giriş yapan yatırımcı sayısı ise artış göstermeye devam ediyor.
Eser, Ryan Koopmans ve Alice Wexell’in “The Wild Within” koleksiyonuna ait. Terk edilmiş Sovyet döneminden kalma binalara yeni bir hayat gösteren bir dizi dijital eserdir. Bu işler fiziksel dünyadaki gerçek mekanlara dayanmaktadır. Ayrıca dijital dünyada bir tür hareketli yeniden doğuşun yeniden yaratılmasıdır. Özellikle Devotion, tedavi edici sularıyla ünlü popüler bir Sovyet turizm merkezi olan Gürcü kasabası Tskaltubo’daki bir binaya dayanmaktadır.
1940 ve 1980 arasında, Stalin’in kendisi de dahil olmak üzere binlerce kişi Tskaltubo kaplıcasını ziyaret etti. Ancak Sovyetler Birliği çökünce şehrin kaplıca binaları terk edilmekte. Hatta bakıma muhtaç hale geldi. Binanın zamana yenik düşmeye başladığı tarih aslında 1990. Böylece bir zamanlar görkemli klasik yapıların yalnızca boş kabuklarını bırakarak tamamen soyuldular. Böylece Koopmans yıllarca bu yerleri gezerek bu harabelerin çoğunu araştırdı ve boş alanlarını fotoğrafladı. Dönüşünde, Alice Wexell ile iş birliği içinde, bitki örtüsünü dijital olarak tanıtarak, aydınlatma ve yapıyı manipüle ederek, Erik Thome’un seslerini ekleyerek ve sahneleri canlandırarak dijital eserler yarattı. Sanatçıların amacı, bu odaları dijital ve yapay olarak hayata geçirerek bu mekanları hayata döndürmek. Sonuç, fiziksel ve dijital dünyaların geçmiş ve geleceğin gerçeküstü bir evliliğidir.